31 Temmuz 2010 Cumartesi

Beşiktaş Pas Yaptı

Beşiktaş, UEFA Avrupa Ligi 3. ön eleme turunda 5 Ağustos Perşembe günü Çek Cumhuriyeti'nin Viktoria Plzen takımıyla yapacağı rövanş maçının hazırlıklarına başladı.
BJK Nevzat Demir Tesisleri'nde Teknik Direktör Bernd Schuster yönetiminde basına kapalı gerçekleştirilen antrenmanda, dünkü Viktoria Plzen maçında ilk 11'de forma giyen futbolcular dinlenmeye yönelik çalışmalar yaptı. Diğer futbolcular kontrollü pas, tek pas ve şut çalışmalarının ardından antrenmanı tamamladı.
Tedavileri süren Yusuf ve Rıdvan antrenmana katılmazken, bugün ikinci kez baba olma mutluluğu yaşayan Nihat Kahveci de izinli olduğu için çalışmada yer alamadı. Rüştü'nün takımdan ayrı olarak sahada çalışmalara başladığı bildirildi, siyah-beyazlı ekibin yeni transferi Guti de antrenmanda yer aldı. Siyah-beyazlı ekip, rövanş maçının hazırlıklarına, bugün basına kapalı antrenmanla devam edecek.

30 Temmuz 2010 Cuma

Manisa Penaltı kurbanı oldu!! 0-1

Yeni sezon hazırlıklarını Hollanda'da sürdüren Manisaspor, ikinci hazırlık maçında Hollanda ikinci lig takımlarından RKC Place Waalwyk takımına 1-0 yenildi.

  Waalwyk Stadı'nda oynanan karşılaşmaya, Manisaspor İlker, Hüseyin, Yiğit, Kahe, Dika, Burak, Semavi, Yiğit Gökoğlan, Simpson, Ferhat ve Momha'dan oluşan 11 ile başladı.

Maçta başa baş bir oyun sergileyen Manisaspor, rakip takımın 75. dakikada penaltından bulduğu golle ikinci hazırlık maçından 1-0 mağlup ayrıldı.

Maçın ikinci yarısında oyuna giren Isaac, son dakikada kazanılan penaltıyı gole çeviremedi.

Teknik Direktör Hakan Kutlu, maçtan sonra yaptığı açıklamada, ikinci hazırlık karşılaşmasını oynadıklarını ve skorun önemli olmadığını söyledi.

Frank Rijkaard'ın beraberlik yorumu

Galatasaray Teknik Direktörü Frank Rijkaard, OFK Belgrad beraberliği değerlendirdi.







Galatasaray Teknik Direktörü Frank Rijkaard, maçtan sonra yaptığı toplantıda OFK Belgrad beraberliğini değerlendirdi..

Rijkaard'ın sözlerinden derlenenler şöyle; "İyi bir şey değil, moral bozukluğuna uğradık. Takım kazanmak için her şeyi yaptı. Golleri atmak zorundasınız yoksa böyle bir sonuç elde ediyorsunuz.

HAYAL KIRIKLIĞI
İkinci yarı en azından futbolcuları yorgunluk bastı. Yine de profesyonel olmaları gerekiyor futbolcuların. Rakip takım gelenleri gole çevirdi. Bizde de hayal kırıklığı var, futbolcularda da var. İlk yarı çok pozisyon ürettik. Hak ettiğimiz farklı bir skordu. Hayal kırıklığımız bundan.

RAKİP TAKIMIN DURUMU
Rakip takımın defansif yönleri daha ağırdı. İki faulden yediğimiz iki gol bizi hayal kırıklığına uğrattı. Bizim bir ara yorulduğumuz anda, takım halinde kısa mesafe yapmamız gerekirken açıldık. Şu anda negatif yönleri konuştuk. Çok iyi oynadık, çok pozisyon bulduk ama hak ettiğimiz skoru alamadık.

DAHA ÇOK ÇALIŞMAK GEREKLİ
Çalışmakla iyi yerlere geleceğiz. İyi oynadık o pozisyonları değerlendiremediğimiz için üzgünüz. Takım halinde iyi oynadık. Bizim bugünkü oyunumuzla yenmemiz gerekiyordu. Maçtan maça bakıyoruz ve çalışarak iyi yerlere geleceğiz"
     

Beşiktaş'ın teknik direktörü Bernd Schuster, Plzen maçını değerlendirdi ve "ritmi tutturamadığımız için zorluk çektik" dedi..

 Beşiktaş'ın teknik direktörü Bernd Schuster, Plzen maçını değerlendirdi ve "ritmi tutturamadığımız için zorluk çektik" dedi..

Schuster maç sonunda yaptığı toplantı şu açıklamaları yaptı; İlk yarıda açıkçası top bizde değildi ve çok hatalar oldu. Duran toplarda rakip takımın üstünlüğü vardı. Fiziki açıdan bizden üstündüler. Orta sahada düzensizlik vardı. Rakibin 10 numarasını durdurmamız gerekiyordu. İkinci yarıda Necip’i oyuna alarak Delgado’yu ileri çıkardık. Maçın başında ritmi tutturamadığımız için zorluk çektik. Bu takım böyle oynayabilir ama bugün için defans yapmadık ilerleyen zamanlarda böyle oynayacağız."






    

rüştüden bombardımana devam!!


Radyospor Yayın Yönetmeni Barış Ertül'le Futbol Cafe Programı'na katılan Hakan Şükür kulüplerin kötü yönetildiğini söylerken, kötü günlerde Arda Turan'ın taraftarın önüne atıldığını söyledi. Hakan, Real Madrid'den Guti ve Raul'ün ayrılması sırasındaki görüntülerin mantalite farkından dolayı oluştuğunu söyledi...

-TAKIMLAR SÜREKLİ DEĞİŞTİRİLİYOR-
Milyonlarca dolar harcanmasına karşın, kulüplerimizin Avrupa kupalarında güçsüz rakiplere karşı başarısız sonuçlar almasını değerlendirerek sözlerine başlayan Hakan Şükür, "Bunların nedeni takımların çok sık değiştirilmesi. Sıklıkla değiştirilen takımların içerisinde çok önemli oyuncular gelip gidiyor. Bir senenin takımı bir sonrakı takıma sirayet etmiyor. Beraber oynama alışkanlığı olmuyor. Bir de aldığımız oyuncu tiplerine bakarsanız, bu sene Galatasray biraz bunun dışında kaldı ama orada da Rijkaard'a uymayan oyuncu tipleri alındı. Pas oyunu isteyen, oyunun kontrolünü hep kendinde tutmak isteyen takım duygusuyla gelen Rijkaard, transferleri kendisi yapmıyor. Transferlere ya Adnan Sezgin ya da yönetim karar veriyor. Ya boşta kalmış veya takımlarının kullanmadığı, takım oyununa adapte olmayan oyuncuların alındığı süreçler yaşıyoruz. Bir yandan takım olmak istiyorsunuz, takım ruhunu yakalamak istiyorsunuz, bir yandan da kendi takımlarında 18'e bile girmemiş o takımlarda kabul görmemiş oyuncuları alıyorsunuz. Büyük paralarla bunları alıp, bir sene oynatıp, ortaya çıkan tabloda tekrar bir değişime gidiyorsunuz. Demek ki bir eksiklik var" dedi.

Bu seneyi biraz ayrı tutmalıyız, genç oyuncular alındı. Serdar Özkan gibi bir genç oyuncuyu alıyorsunuz, ama çok sık değişkenlik ve otorite boşluğunun olması, yani yabancıların gelip gitmesinde tatillerini değerlendirmesinde bu kadar büyük paralar verdiğiniz oyuncuları tutamıyorsunuz. Bir şekilde onlara mahkumsunuz, onlar nasıl isterlerse öyle yapma şansları var. Kontratları, belki bu sene bir kaç oyuncuda oldu; ama kontratları maç başına değil, garanti para alıyorlar. Büyük duyguyla bekleyen seyirci sahada o duyguyu göremiyor. Başına buyruk, yönetici menajer futbolu ilişkisiyle transfer yapılıyor. Yerliler garipler ne derlerse onu yapıyorlar ve en büyük zılgıtı da sezon sonunda yerli oyuncular yiyor. O psikolojik baskıyı yaşadığınızı düşünün, bu kadar değişik düzenin içerisinde kötü birsonuçta ön plana yerli oyuncular çıkıyor. İster istemez, üzülür bu da sizin performansınızı zaman zaman etkiler. Tabi bunların olduğu bir ülkede yerli oyuncuların milli takıma hazırlanış biçimlerini de etkiliyor. Kulüpler kötü yönetiliyor.

-ARDA'NIN ARKASINA SIĞINILIYOR-
Galatasaray'da kötü gidiş halinde diğer oyuncularda Arda'nın arkasına sığınma içgüdüsü oluştuğunu söyleyen Hakan Şükür, "İyi para alıyorlar. Buna karşın her şeyi Arda'dan beklemek takım olgusu bozuyor. Futbolcular sahaya çıktığı zaman, her şeyi Arda yapsın beklentisine giriyor. İşler kötüye gidince de Arda ön plana çıkıyor. Ancak yöneticiler şimdi bunu anlamazlar." dedi.

-YÖNETİM HATALARINI SİZİN ÜZERİNİZDEN ÖRTBAS ETMEK İSTİYOR-
Yönetimin kullanabileceği bir medya olduğunu vurgulayan Hakan Şükür, "Bana göre bu var ve yönetim onu kendisine uygun kullanmak istiyor. Konuyu istediği gibi göstermek, birini unutturmak, bir kahraman çıkarmak veya onun üzerinden kendi hatalarını örtmek istiyorlar. Bunları Arda'dan önce ben de yaşadım. Yönetimin büyük bir hatası oluyor; ancak suçlu siz adlediliyorsunuz. Yönetim yaptığı bütün hataları sizin üzerinizden ört bas ediyor; çünkü siz gündem değiştirebilirsiniz ve yönetici elindeki o diğer enstrümanlarla bir şeyleri değiştirme çabasına giriyor." ifadelerini kullandı.

Arda'nın geçen sezon sonlarına doğru protesto edilmesinin haksızlık olduğunu vurgulayan Hakan Şükür, "Yönetici veya kulüp başkanı çıkıp seyirci haklı diyemez, dememeli; çünkü siz para eden futbolcularınızı sattınız. Bana göre Arda sezonda 50 maç oynayan düzgün bir insan. Hataları yok mu? Var. Ancak genç bir insan.. Üzerine bu kadar çok kahramanlığı yapıştırırsanız, müsade ederseniz hata yapacaktır. Ben de çok hatalar yaptım, bunu kabul ediyorum; ama hep aynı tabloları görmekten insanlar artık sıkılmalı. Arda protesto ediliyor, kulüp başkanı seyirci haklı diyor. Burada popülüst bir yaklaşım var. Elano iyi bir futbolcu, ancak o sene kötü. Takımın en iyi futbolcusu üç maç yok, eleştiriliyor. Medyada öyle bir hava oluşturuluyor ki Arda taraftarın önüne atılıyor. Sonra sinema kapatan oluyor. Oysa Arda sinemayı beş ay önce yapmış." dedi.

-YİNE ARDA'YA BEL BAĞLADILAR-
Arda'nın darbeye bağlı sakatlık yaşadığını buna karşın protesto edildiğini kaydeden Hakün Şükür, "Arda'nın kimlerle eşit düzeyde tutulduğu unutuldu. Sezon başında tekrar Arda'ya bel bağlanıldı ve Arda'ya çok ihtiyacımız var denildi. Bunu yapanlar, ilk sırtına elini koyanlar, sen bizim evladımızsın diyenlerdir. Orada da kendi yaptıkları şeyde tekrar bir kahramanlık edasına bürünüyorlar. Gidin odanıza çekin konuşun, biz senin arkandayız deyin. Medyanın önünde yapıyorlar. Medyanın önünde yapmak çocuğu suçlu göstermek demektir. Bunları senelerce yaşadım. Biz sana sahip çıkıyoruz, bizim için oyna demek bu anlama geliyor." şeklinde konuştu.

-FARKLI DEĞER YARGISI-
Real Madrid'in Guti ve Raul'u onore ederek göndermesine de değinen Hakan Şükür, "Bunların hepsinin içerdisinde duygu var. Müthiş bir duygusal an yaşandı. Real Madrid'den yola çıkmışken; bu kulübün tarihine, geçmişine bakıldığında çok büyük başarıların olduğunu görürsünüz. Ancak başarıları takımlar kazanır. Oyuncular; çok sevilen, değer verilen, kupaları dizen ve o kupaların altında imzası olan onlarca, yüzlerce semboldür. Dünyanın en kaliteli oyuncularını alma özgürlükleri de var. Böyle yaparak kendi altyapısından gelen oyunculara inanılmaz bir örnek gösterirler. Gönderirken de kendilerine layık şekilde gönderirler. Biz oyuncuyu nasıl kullanıyoruz ve neler yapmak istiyoruz buna bakmak gerek. Yönetim olarak düşünüldüğünde biz oyuncuyu kendimiz için kullanıyoruz. Real Madrid'de ise bu marka için kullanılıyor. Bütün dünyada taraftarı olan Real Madrid oyuncusunu öyle bir pazarlıyor ki, gönderirken, oynarken verdikleri rakamlar da ortada. Rakam tarafını bir tarafa bırakırsak çok farklı bir değer yargısı var" dedi.

-İLİŞKİLERDEN DOLAYI KİMSE BİR ŞEY SÖYLEYEMİYOR-
Galatasaray-OFK Belgrad maçında Haldun Üstünel'e yönelik açılan pankarta da değinen Hakan Şükür, "Haldun Üstünel benim de yöneticiliğimi yaptı. Tribünde pankartlara mazhar olan biriydi. Dünyanın hiç bir yerinde bu şekilde ayrılmış yöneticiye böyle pankart açılmaz ve sevgi tezahüratları yapılmaz. Ülkemizde bazı şeyleri anlayabilmenin yolu biraz da buradan geçiyor. Bunu herkes biliyor, ilişkilerden dolayı kimse söyleyemiyor. Dışarıda kimle konuşursam onlarda bunu söylüyorlar; ancak bu etkili insanlar çıkıp bunları söyleyemiyorlar. Söylersem ne değişecek diyorlar. Sportif direktör olsam, bu sistemin içerisine düzenin içerisine girsem, benim dışımda bir sürü şey olur, gerek inancımdan gerek başka şeylerden dolayı bir sürü politikalar benim üzerimden geliştirilir. Sistemi birden değiştiremeyiz. Böyle bir güç de elimizde yok" ifadeleriyle sözlerini bitirdi.